Bugün - Friday, March 29, 2024
Foto Galeri
Video Galeri
Firma Rehberi
Künye
Reklamlar
Üye İşlem
 Bize Ulasin
www.musikidergisi.com Logo
-
İstanbul 27°°C
Haber Detayları

Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu binasının hazin öyküsü…

Bu yazımızda Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu'na Ayhan Sarı'nın Genel Yönetmen olarak tayini sonrasından bizzat yaşanmış ibret verici kesitler sunacağız.

DÖNÜŞÜM Haberi - Wednesday, July 13, 2016 - 01:13
Bu yazımızda Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu'na Ayhan Sarı'nın Genel Yönetmen olarak tayini sonrasından bizzat yaşanmış ibret verici kesitler sunacağız.
Resmi küçültmek için üzerini tıklayın...

Sekiz yıl süren süreçten devlet müzik kurumları tarihimize ders çıkarılması gereken anekdotlara yer vereceğiz.

Yıl 1994 Aralık ayı.

Topluluk şefliğine kurucu şef Nejat Atlığ'ın 65 yaşını doldurmasına (yaz tatili hariç) 8 ay kala atanması ve sonrasında doğal olarak 65 yaşını doldurması nedeniyle daha alışamadan res'en emekli olması, yaş ortalaması henüz 20 olan stajyer sanatçıları başka bir jurinin seçmiş bulunması, koro çalışma koşullarına uygun olmayan bir mekanda, tavanı/duvarları rutubetten pamuklaşmış bir bodrum bölmesinde çalışmak zorunda bırakılması Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu'nun daha sanat hayatının başında iken içine düştüğü durumu yansıtıyor.

"Millet işte görsün" konserlerinin dışında faaliyet gösterebilecek yapıdan yoksun Topluluğun Dokuz Eylül Üniversitesi'nde yedi yıldır görev yapan öğretim görevlisi Ayhan Sarı'nın atanması sonrasına, hemen tüm devlet koro ve orkestralarında yaşanmakta olan bina sorunlarına, müzik tarihimizde ilk kez bu yazı ile bir belge bırakılmaktadır.

1994 Haziran ayı. Ayhan Sarı'ya Topluluk şefliğinin Güzel Sanatlar Genel Müdürü Sn. Mehmet Özel tarafından teklif edilmesi; atanmasının ise 6 ay öncesi. Aralık 1994, atama yazısının son imza olan Kültür Bakanı onayı sonrası İzmir Devlet Klasik Türk Müziği Korosu ve Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu Müdürlüğü'ne resmi tebliği…

Kültür Bakanı onayından sonra Ayhan Sarı'nın yerel istemezüklere fırsat tanımak maksadıyla görev yerine gitmeyip, göreve başlama imzasını atmaması sonrasında Ankara'ya davet edilip Güzel Sanatlar Genel Müdürü ve Kültür Bakanı (Sn. Timurçin Savaş ve Müsteşar Sn. Emre Kongar) ile görüşmesi akabinde göreve başlama imzasının 20 gün sonra gerçekleştirilmesi.

Ve Edirne… 1994 Aralık ayının son pazartesi günü göreve başlama imzası ile resmen Genel Yönetmenliği görevi. (O dönemde topluluk şefinin resmi ünvanı "Genel Sanat Yönetmeni" değil "Genel Yönetmen" idi. Bu deyim topluluk şefinin müdürün de üstünde olduğu manasını belli etmek içindi. Fakat sonraları Genel Sanat Yönetmeni şeklinde değiştirilerek şef, müdürün hegemonyasına sokulmaya çalışılmış, bu uygulama özellikle taşra topluluklarında başarılı olmuş, şefin otoritesi bilinçli olarak azaltılmış, süreç bugüne değin devam edegelmiştir.)

Edirne dedik. Karlı ve kaldırımları buzlu bir kış Edirnesi. Öğretmenevine yerleşme sonrası 100m aşağısında terkedilmiş haldeki Kırkpınar İl Halk Kütüphanesi'nin bodrum bölmesinde yaş ortalamaları 20 olan 30 sanatçı; müdürlük görevine Kültür müdürünün vekalet ettiği; sanat kurulu, şef yardımcısı, mutemeti, muhasebecisi, memuru, hizmetlisi vs olmayan; "biz nereye geldik" saf saf bakışlarında sanatçılar ve şeften müteşekkil bir Koro…

Tahta sandalyeler ve tavanı rutubetten pamuklaşmış + 4 derece sıcaklık, 2 adet tüplü katalitik soba ile ısıtılmaya çalışılan bir prova salonu, bodrum katı bile değil. Açık olarak kömür konulan yerin ve kalorifer kazan dairesinin yanındaki bir tahmini 40-50m2 bir bölme. 

Binanın bir üst yani girişi katında ise tavanı 6 metre yüksekliğinde 100m2 büyüklüğünde içinde kolcaklı koltukları bulunan -eski- kitap okuma salonu. ve Üstelik boş. O muhteşem salonda örümcek ağları ve bilumum böcekler cirit atmasına karşın Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu'na layık görülen bodrum katında sanatçılar termometresi +4 derece gösteren nemli bodrum katında çalışmaya çalışıyor.

Hani türküde dediği gibi: "Oğlum da pek küçük, yerimi tutmaz, kır atım acemi yolu bulmaz"  

. . .

Ayhan Sarı ilk hafta şaşkınlığını atmasının ardından ikinci hafta ilk iş olarak yukarı salona bodrumdan çıkılan kapının asma kilidini açtırır.

Dört oda ve yerden yüksekliği 6 metre tavanlı koca salon atıl, boş durumdadır. Çünkü kütüphaneye yeni modern bir bina yapılmış, Kırkpınar Kütüphanesi oraya taşınmıştır. Kütüphane Derneğinin göstermelik, adres belli olsun babında bir odası dışında diğer dört oda  ve koca salon atıl durumdadır.

Aynı gün Ayhan Sarı'nın daveti üzerine Sağlık Müdürlüğü tarafından "insansal açıdan bodrum katında çalışma koşullarının uygun olmadığı" şeklinde rapor tutulması sonrası Sarı'nın İl Bayındırlık müdürüne gidişi, kalorifer kazanını uzman kontrolünde hafta sonu test ettirişi, çalışması neticesi  pazartesi depoda mevcut kömürler ile kalorifer kazanını faaliyete geçiriş, büyük rahatlama ve tüm koronun aynı gün o büyük salona çıkması.

Ve ilk psikolojik darbe:

Aynı gün öğleden sonra Kültür Müdürlüğü görevlilerinin (sanki koro başka bakanlığın korosu imiş gibi) kalorifer kazan dairesinin çalışmasını önlemek maksadıyla asma kilidini değiştirmeleri, Ayhan Sarı'nın Kültür müdürünü arayarak durumu sorması, 30 sanatçının çalışma koşulları ve Sağlık Müdürlüğü'nden aldığı rapordan bahsetmesi sonrasında yeni değiştirilen asma kilidin anahtarının Ayhan Sarı'ya verilmesi ile ilk -çalışma yeri- mücadelenin kazanılması.

Ayhan Sarı'nın şef yardımcısı seçimi

Ayhan Sarı'nın 1995 yılında askere gitmek mecburiyetinde olması, kendisine vekalet etmek üzere Kudsi Sezgin'e bir gece yarısı şef yardımcılığı teklifi ve onun da kabul etmesi. Haber karşısında -o zamandan bir yıl sonra aramızdan ayrılan- rahmetli Bekir Sıtkı Sezgin'in (1936-1996) mutluluğu.

Ayhan Sarı'nın askere gitmesinin hemen sonrasında koroyu o muhteşem salondan çıkarmaları, Topluluğun bir yıl içinde önce Milli Eğitim müdürlüğü salonu,  ardından İl Genel Meclisi Salonuna geçişi yer değiştirmeleri. Ve bu sürede çalışmaların çok seyrek olarak yürütülebilmesi.

Yıl 1996; Ayhan Sarı'nın askerlik dönüşü. Vali görev değişimi ve sanata değer veren Sn. Mehmet Canseven'in Edirne Valisi olarak atanmış olması.

Ayhan Sarı'nın Avni Anıl ve Serap Mutlu Akbulut'u 1996 sezon açılışını yapmak üzere davet etmesi, EDEKO isminde bir dernek kurması, Alaeddin Yavaşca, Mustafa Sağyaşar gibi birçok değerli sanatçılarımızı konuk olarak Edirne sahnesinde ağırlaması, sadece üç büyük şehir korolarının yer aldığı TRT "Devlet Korolarından" programında periyodik olarak TV programı yapmaya başlaması başarıları sonrasında Sayın Vali Canseven ile samimi muhabbetinin doğuşu, buna bir de Avni Anıl'ın besteciliğinin yanısıra polislik zamanından Vali Canseven'in astı olarak mesai arkadaşlığından doğan sevgi eklenince Sn Vali tarafından Ayhan Sarı'ya bir bina sözü verilmesi…

Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu'na tarihi saray gibi bir bina tahsisi…

1997 Nisan ayı, sabah saat 10.00. Valilik özel kaleminin Ayhan Sarı'yı arayarak Kaleiçi Kapalıçarşı arkasında bulunan harabe durumundaki eski kız yetiştirme yurdu'nun yanındaki ek binaya davet etmesi ve Vali başkanlığında Edirne basını, Milli Emlak Müdürü, Bayındırlık müdürü, Kültür Müdürü, Sanayi ve Teknoloji Müdürü gibi Edirne'nin ileri gelen STK ve müdürlerinin önünde; Atatürk'ün Edirne ziyareti sırasında binanın içinde ve önünde çekilmiş fotoğraflarının da bulunduğu 1500 m2 büyüklüğünde, 250 kişilik altı localı tarihi konser salonlu Tarihi Türk Ocağı Binası'nın -eski kız yetiştirme yurdu'nun- Ankara'dan Edirne'ye tüm devlet resmi onayları alınmış olarak "sadece Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu'na süresiz tahsis edilmesi" muhteviyatını haiz resmi yazı ve belgeleri vermesi ile sonuçlanan o muhteşem an.

Türkiye'de kendi binasına sahip olma başarısını gösteren sadece 2 devlet korosundan biri olma seçkinliği…

Vali Mehmet Canseven'in "iki ay içinde restore etmelisiniz" dilek ve destekleri ama Ayhan Sarı'nın "bu dilek nasıl yerine gelecek, o büyük restorasyon nasıl olacak, nasıl gerçekleştirilecek? Bakanlıktan doğru dürüst kırtasiye ödeneği bile yok. Bina onarım ödeneği nasıl çıkacak?" düşünceleri...

Binanın onarımı/tadilatı/restorasyonu için ödenek çıkmadı tabii ki. O muhteşem tarihi binaya sahip olmalarına rağmen Bakanlıktan bırakın para ödeneği gelmesini, sözü bile edilmedi. Nerdeyse "başımıza iş çıkardınız" diyeceklerdi, ama için için takdirleri bunu söylemelerini engelledi.

Kız Yetiştirme Yurdu Binası'nın Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu Binasına dönüşmesi…

Bina yurt olarak kullanılmış on yıllar boyu. Türk Ocağı Binası olmadan önce azınlıkların kültür merkezi olarak kullanılan o tarihi binanın İçerisindeki 6 localı konser salonu bölünmüş, yatakhane haline getirilmiş. Üst kat bölünmüş, misafirhane/lojman yapılmış. Bahçede kuru topraklı bir adet basket potası var. Yeşillik hak getire.

Restorasyon süreci başlıyor, bugünkü gibi dokuz yıl değil, sadece üç ay…

İlk iş Milli Eğitim Araçları Müdürlüğü marangoz personelinin konser salonu için yatakhane bölmeleri, konser salonu üst ocaları kapatma levhaları ve yukarı fuayenin tüm sonradan eklemelerini kaldırarak binanın orijinal durumuna getirilmesi ve sonrasında Vali Sayın Mehmet Canseven'in Ticaret ve Sanayi, Ziraat, Trakya Birlik vs gibi tüm yerel müdür ve başkanları henüz harabe halinde olan binaya çağırması, Ayhan Sarı'nın da bulunduğu bir toplantıda bina restorasyonu için kimin ne kadar, kaç lira ve ne katkı sağlayabileceği konulu toplantısı neticesinde ilk harcın koyulması ile ivme alan üç aylık, o kısa, müthiş imece yardımlaşmalı o istekli, özverili restorasyon süreci başlamış oluyordu. (Şimdiki gibi 2007'de başlayıp 2016'da 9 yıldır hala bitmeyen devlet elli restorasyon süreci de neydi?)

Trakya Birlik Genel Müdürü Sn. Cemalettin Uslu konser salonunu (ortalama 3 milyar TL), Gümrükler Baş Müdürü localara açılan üst fuayeyi, o zamana değin kendisine davetiye bile verilmediğinden esprili bir şekilde yakınan, kendilerinin köylü olduklarını yine esprili bir şekilde söyleyen Ziraat Odası Başkanı Edirne'nin renkli simalarından rahmetli İsmail Bey'in vermeyi taahhüt etitği  500 milyon TL ile başlayan imece yardımlaşması TSK Edirne Garnizon Komutanı Tümgeneral Çetin Erman Paşa'nın işçisinden elk, su, inşaat vs ustasına değin üç ay boyunca hergün başlarında bir astsubay olmak üzere 16 askeri görevlendirmesi, Park Tekstil Fabrikası'nın dış boyayı, Olin Yağ Fabrikası'nın Şef odasını, ressam Şair Sn. Ayşegül Dinçbaş'ın müdür odasını, bahçe taşlarının Edirne Belediyesi, bahçe düzenlemesini ve birçok ek gideri Edirneli işadamı Sn. Doğan Yakar başkanlığındaki EDEKO (Edirne Devlet Korosu Sanatçıları Koruma ve Yaşatma Derneği) 'nun koordinasyonu, gerekli demirleri Ticaret ve Sanayi odasının, binanın boydan boya halılarının konser karşılığı Çorlu Dinarsu Fabrikası'nın karşılaması gibi yardımlaşmalar neticesinde bahçe dahil toplam 1500 m2'lik bina -Kültür Bakanlığı'ndan restore ile ilgili olarak hiçbir ödenek alınmadan- üç ay içinde tamamlandı ve Haziran 1997 yılında Avni Anıl katılımı ve konseri ile faaliyete açılmış oldu.

Konser salonuna Vali Mehmet Canseven'in önerisiyle "Avni Anıl Prova Salonu" ismi verilerek levhası çakıldı. Ayrıca o konser salonunda çekilmiş Atatürk fotoğrafı çekildiği yerin yanı başındaki duvara asıldı.

Konserlerin sayı ve  kalitesinde hem nitelik, hem de nicelik olarak artış, halkın topluluğa olan ilgisinde büyük canlanma…

Konser sayısı 16'dan 32'ye çıkmış, TRT'de iki ayda bir periyodik program yapılmaya başlanmıştı. Bu çalışma ve konser sayısı artışı sonrası kimi sanatçılarda homurdanmalar peydah oldu. Hatta binanın komple halılarını veren Çorlu Dinarsu Fabrikası Raif Dinçkök İlkokulu öğrenci ve aileleri için gerçekleştireceğimiz konser, Bakanlık Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü onayı geciktiği için "onay var mı, yoksa konsere çıkmayız" diye sanatçıları kışkırtan kanun ve kemençe icracısı karı-koca tarafından engellenmeye çalışıldı. Bakanlık onayı faks ile gelince sesleri kesildi. Hatta bir de yasadışı olarak o o iki sanatçı karıkocanın yanına üç kişiyi daha alarak öncülük ettiği Edirne gibi küçük bir yerde akşamları bunların evinde toplanıp oraya gelen birkaç sanatçıya (isimleri imzalarıyla belgede mevcuttur) imzalattırıp gazeteci Murat Bardakçı'ya gönderdikleri imza toplama belgesi var ki sonra yayınlayacağız.

DSP'nin liderliğinde yeni hükümet kurulması neticesi DSP'den üç Edirne milletvekili seçilmesi, o zamana değin vekaletle yürütülen müdürlüğe tanınmış bira, su, çikolata markalarının bölge bayii kimliğinde sahibi müzik meraklısı bir ilkokul öğretmeninin milletvekillerini ve FETÖ elebaşısı Fettullah Gülen ile yan yana fotoğrafları, Mehmet Ali Birand yapımı belgeselde (BKZ: Bilinmeyen Yönleriyle Fethullah Gülen-SHOW TV Multimedia CD-ROM1) Fetullah Gülen'in sokakta yürürken önünü açan video görüntüleri bulunan eski Kırkpınar Ağasını da yanına alarak topluluk müdürlüğüne talip olması ve bu emelini gerçekleştirmesi, kendini şeften üstün görmesi, milletvekillerine uygulatması Sn. Bakanın da Topluluk ve gözle görülür, elle tutulur başarılar lehine değil de, zamanın Fetocuları tarafından doldurulmuş milletvekillerine politik çıkar yönünde uyum sağlaması; bina açılışından üç ay sonra (evet o tarihi binayı Bakanlıktan ödenek almadan restore ettirip açtıktan sadece üç ay sonra, sırf hükümet değişti; DSP'nin adamları geldi diye, hiçbir gerekçe göstermeden) Ayhan sarı'nın görevden alınması, İzmir'den Edirneli bir sanatçının şef olarak atanması çalışmaları, sonra bu sanatçının lise mezunu olduğu ortaya çıkması ve Ayhan Sarı'nın tekrar göreve iade edilmesi topluluğun huzurunu ve tadını kaçırdı.

Buna bir de o dönemde Bakanlığın çok yaygın olan torpilini bulanının geçici görevle büyük şehirlere gitmesi uygulaması neticesi hemen tüm taşra korolarının 8-10 sanatçıya düşmesi şeklinde hasıl olan devlet koroları buhranı önü alınamaz bir gözden düşmeyi, devlet korolarının kamu nezdindeki yıpranmasını da beraberinde getirdi.

Yerel Müdürün topluluğun sanat ile ilgili hemen tüm kanalları kapaması neticesi Topluluğun önce TRT programları kesildi, ardından konser sayısı ve sanatçı sayısı azalarak verim giderek düştü. Bundan önce Ayhan sarı hakkında müfettiş çağrılmış, "Roman müziği kulağımda pas yapıyor, sanatçılara alt tarafı tek sesli müzik yapıyorsunuz dediniz mi, -yağmur akması neticesi- bozulmuş telefon makinesini ne yaptınız?" gibi sorular sorulmuş, sonrasında gazeteci Murat Bardakçı'nın asılsız kışkırtıcı yazıları katkısıyla 30'da bir maaş kesme ve telefon makinesi tazmini gibi cezalar verildiyse de Ayhan Sarı'nın Edirne İdare Mahkemesine başvurması neticesi tüm tazminat hakları ve maddi manevi kayıpların karşılanması kararıyla tüm cezalar kaldırılmış, Ayhan Sarı göreve iade edilmişse de Ayhan Sarı Şubat 2002'de istifa dilekçesini vermiş, Ağustos 2002'de İzmir'e sanatçı olarak atanmıştır.

Sonrasında kulağı %50-60 oranında duymayan birinin şef olarak atanması, hazin tablonun bir parçası olarak belirmiş, müzik tarihine geçmiştir. (Bkz: 27 Aralık 2005 Radikal Gazetesi "Kulağı ağır işitiyor ama koroda şef...Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü, Gazi Eğitim Enstitüsü Almanca Bölümü mezunu olan ve sağ kulağında yüzde 50-60 oranında işitme kaybı bulunduğunu belirten Mehmet Dolgunyürek... http://www.radikal.com.tr/turkiye/kulagi-az-isitiyor-ama-koroda-sef-767225/ )

O günden sonra topluluk konser sayısı yine 16'ya düşmüş, bakılmayan bina giderek yıpranmış, en sonunda bakanlık aylık 4000TL kira ile (oysa işlevsiz bir işhanı bölmesine verilen o aylık 4000TL kira bedeli binanın onarımına harcansa Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu'nun o tarihi ve bir müzik topluluğu için ideal yapıdaki binası yeniden ayağa kaldırabilirdi) bir iş merkezinin dairesine taşınmasını sağlamış, Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu yönetici ve sanatçıları ise sahip oldukları o muhteşem tarihi binayı Ayhan Sarı'nın ayrılmasından 4 yıl sonra göz göre göre terk etmişler, yıkılması ve ellerinden alınması durumu karşısında hiçbirşey yapmamışlardır.

Bina yıllarca atıl durumda kalmış giderek daha da çökmüştür.

Ayhan Sarı'nın şefliğe geldiği dönemde sadece Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu ismine tahsis edilen ve o resmi yazıda da belgelenen bina 9 yılda restore edilememiştir.

Şimdilerde duyulmaktadır ki bina topluluğun elinden alınacaktır.

Bu hazin bir öyküdür. İbret alınması gerekir.

Bu hazin öykünün tüm resmi belgeleri mevcuttur.

Şimdi o dönemde kaosa neden olanların, mahkemede ortaya çıkan, anarşi yaratmaya yönelik belgede imzası olan sanatçıların, müfettişlerin, soruşturma dosyalarının özellikle FETÖ ve buna alet olanlar açısından tekrar incelenmesi fayda sağlayacaktır.

*  *  *

Edirne Hudut Gazetesi kaynaklı haberde binanın kronolojik restore öyküsü şu günlerde (Temmuz 2016) şöyle anlatılmaktadır:

"Edirne'de uzun yıllar atıl durumda kalan ve mimarisiyle Edirne'nin en güzel ve kullanışlı tarihi binalarından biri olarak gösterilen Kaleiçi'ndeki Tarihi Türk Ocağı Binası'nda onarım çalışmaları tüm hızıyla sürüyor. Yaklaşık 11 aydır devam eden restore çalışmalarında sona gelinirken tarihi binanın ne olarak hizmet vereceği, onarım sona erdikten sonra kesinleşecek.

Onarımı için 3 milyon TL'ye yakın bir bütçenin ayrıldığı tarihi bina, geride kalan 100 yılda Edirne'de çeşitli sosyal hizmet ve kültür sanat ağırlıklı hizmetler vermişti. 1915'te Edirne İttihat ve Terakki üyeleri tarafından yaptırılan ve bir dönem Kız Yetiştirme Yurdu olarak kullanılan bina, 1997 yılında ise Devlet Türk Müziği Topluluğu'na tahsis edilmişti. 2014 yılın içinde Devlet Türk Müziği korosunun başka bir yere taşınmasından sonra boş kalan ve bakımsızlıktan çökme tehlikesi geçiren bina için Edirne İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü gerekli girişimler yaparak, binanın onarım projesinin hazırlanmasını sağlamıştı.
2009 YILINDA ERTUĞRUL GÜNAY TALİMAT VERMİŞTİ
2009 yılında Edirne ziyaret sırasında tarihi binaya da uğrayan dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, söz konusu bina için talimat vermiş ve yine dönemin Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu Müdürü Sezai Irmak, Ertuğrul Günay'ın Edirne ziyareti sonrası “Bakan bey binamızın durumunu görünce çok şaşırdı ve 'Bu böyle olmaz. Bunun hemen restoresini yapalım' dedi. Bunun üzerine biz de proje çalışmalarına başladık" demişti. Günay'dan sonraki Kültür ve Turizm Bakanları ve görev süreleri şu şekilde:
İSİM                        GÖREVE BAŞLAMA         GÖREVDEN AYRILMA     PARTİSİ
Ertuğrul Günay           29 Ağustos 2007             24 Ocak 2013                   AK Parti
Ömer Çelik                24 Ocak 2013                  28 Ağustos 2015              AK Parti
Yalçın Topçu             28 Ağustos 2015              24 Kasım 2015                 Bağımsız
Mahir Ünal                24 Kasım 2015                 24 Mayıs 2016                 AK Parti
Nabi Avcı                 24 Mayıs 2016                  Görevde                          AK Parti

_____________________________________________

 

Orkun AKMAN yazısı  Edirne Hudut Gazetesi, 9 Temmuz 2016    

http://www.hudutgazetesi.com/haber/32831/7-yillik-talimat-sonrasi-onarim-tam-gaz.html 

Facebook'ta Paylaş
 
Anahtar Kelimeler:Bu, yazımızda, Edirne, Devlet, Türk, Müziği, Topluluğuna, Genel, Yönetmen, olara,
Kaynak / Editör
 
Yorumlar
*** Yorum Yaz
Bu habere hiç yorum yapılmamış, ilk yorumu siz yapın.

Diğer DÖNÜŞÜM Haberleri
Muammer Sun-Cenan Akın Van Bülbülü derlemesinde... Sinemis Adige SUN
Orkestra fabrikadır.. Ayhan Sarı
İşlevsel Müzikoloji - Functional Musicology… Dr. Ayhan Sarı

İşlevsel Müzikoloji - Functional Musicology… Dr. Ayhan Sarı
Toplumun "Korkuluk Argümanı" ve “Halil Sezai olayı”… Gökmen Özmenteş
Akademik yağmacılıkta ibret tablosu…
Üç telli-dört telli kemençelerin akordu üzerine fıkra (*)…
Müzikte batılılaşma travması “tedavi“ edilebildi mi?.. Ayhan Sarı
Diğer Başlıklar

Türk Musikisi Federasyonu’nda yeni yönetim göreve başladı…
Serhanende Nurettin Çelik... Bülent Aksoy
Datça Türk Müziği Günleri'ne müracaatlar başladı...
Münih LMU Müzikoloji Enstitüsü’nde "Gültekin Oransay" rafı... Nesrin Kalyoncu
Fırat Kutluk “Neden Müzik Dinleriz?“...
Balıkesir Türk Musikisi Sempozyumu (2022) ...
Gördüğümüzü mü icrâ ediyoruz ?.. Dr. Fatih Coşkun
Prof.Dr. Gültekin Oransay'ı 32 yıl önce bugün 59 yaşında kaybetmiştik... Ayhan Sarı
Mavi Nota Dergisi 2021 Ödülü Sıtkı Sahil'e verildi...
Tanbur: Bir resim ve İstanbullu bir saz hakkında... Hakan Talu
Günün Sözü
"Dünya hükümeti kurulmazsa, insanlık bitecek..."
(Stephen Hawking)
Yazarlar 
Röportajlar
Fırat Kutluk “Neden Müzik Dinleriz?“...
Ayhan Sarı - Kitabın adından başlayalım mı?  Buna bağlı olarak da kitabın sonunda müziği neden dinlediğimizin yanıtını veriyor musun? Fırat Kutluk - ...
»
»
»
Tarihte Bugün
Arşiv Arama
Facebook
Anasayfa
Site Haritasi
Sitenize Ekleyin
RSS Kaynagi
Hakkimizda
Reklamlar
Künyemiz
Facebook
Twitter
Bize Ulaşın
Copyright ©2013 - Tüm haklari sakli tutulmaktadir.
Bu sitede yayinlanan tüm resim, materyal ve içerigin telif haklari tarafimizca sakli olup izinsiz alinip kullanilamaz.
0.27ms
cheap jordans|wholesale air max|wholesale jordans|wholesale jewelry|wholesale jerseys