Bu kavga ses getirir... Önay Yılmaz
24 aralıkta başlayacak İsmet İnönü'yü anma konserlerinde Suna Kan'a şef olarak Hikmet Şimşek'in verilmesi Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nda yeni bir sürtüşme başlattı. Kan'ın tercihi Gürer Aykal'dan yana.
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nda (CSO) Şef Gürer Aykal ile CSO Müdürü Nedim Tanrıkulu arasında geçtiğimiz aylarda başlayan sürtüşme, şimdi de Şef Yardımcısı Hikmet Şimşek ile solist Suna Kan arasında yaşanıyor. Sürtüşme, 24 aralıkta başlayıp üç gün sürecek olan İsmet İnönü'yü anma konserlerinde ünlü keman sanatçısı Suna Kan'a şef olarak Hikmet Şimşek'in verilmesiyle başladı.
Suna Kan, Hikmet Şimşek şefliğinde konser vermek istemediğini bakana ilettiğini belirterek, "Bakan sanırım sorunu halledecek. Bir aksilik olmazsa Gürer Aykal yönetiminde konser vereceğim," dedi. Yeni yönetimin Gürer Aykal'la çatıştığını belirten Kan, "Ben de çeşitli demeçlerden, gazete beyanlarından öğreniyorum. Yeni yönetim, Gürer Bey'in orkestrayla ilgilenmediğini ileri sürüyor. Ancak bu doğru değil," diye sözlerine devam etti. Şimşek yönetiminde konser vermek istememesinin nedeninin çok eskiye dayandığını da anlatan Kan, "Sayın Şimşek ile anlaşmazlığımız yaklaşık 14 yıllık bir maziye dayanıyor. Nedeni var ama anlatmak istemiyorum. İnsan belirli bir yaşa gelince de herkesle beraber çalışmak istemeyebilir," dedi.
Şef ile müdür kavgası
Geçtiğimiz ay içinde CSO Teknik Kurul ve Yönetim Kurulu Başkanı Şef Gürer Aykal, CSO Müdürü Nedim Tanrıkulu'nun, "CSO'da şeflik sorunu var" yönünde verdiği görüşle, kendisinin itibarını kamuoyu önünde zedelediği gerekçesiyle 10 milyar liralık manevi tazminat davası açacağını bildirmişti. Aykal, CSO'nun bugüne değin böyle sorunlar yaşamadığını ancak CSO Müdürü Nedim Tanrıkulu'nun tutumu yüzünden CSO'da ciddi bir müdür sorunu yaşanmasına neden olduğunu savunmuştu. Aykal, Tanrıkulu'nun kafasında yarattığı bir senaryoyu gerçekmiş gibi açıklayarak kamuoyu önünde itibarını zedelediğini belirterek, "Bu ağır suçlamanın hesabını bağımsız Türk yargısı önünde vereceğini," söylemişti. Aykal, Tanrıkulu'nun ABD turnesinde kadrodan çıkarılması ve kızının CSO sınavlarını kazanamaması nedeniyle kendisini hedef seçtiğini öne sürmüştü. Aykal, Tanrıkulu'nun orkestra düzeyinde çalamadığı için teknik kurul tarafından kadrodan çıkarıldığını, kızının da CSO sınavlarında başarılı olamadığı için kazanamadığını anlatmıştı. Bütün bu suçlamaların kendisini yıpratmayı hedeflediğini, ancak istifa etmeyi kesinlikle düşünmediğini söyleyen Aykal, "Orkestra şefleri kısa koşmaz. Koca bir senfoniyi insan kafasında planlayabiliyorsa, 100 metre koşucusu değil, maraton koşucusudur," demişti.
Amaç yetkileri almak mı?
Kültür Bakanlığı'nca geçtiğimiz günlerde görevinden uzaklaştırılan üst düzey bir yetkili de, bütün bunların arkasında Kültür Bakanlığı'nın CSO'nun yetkilerini elinde toplama isteğinin yattığını ileri sürdü. CSO'nun Kültür Bakanlığı'na bağlı, ancak iç yapısı gereği özerk bir kuruluş olduğunu belirten yetkili,
"Burada amaç CSO'nun yetkilerini almak. Çünkü bu kurum özel bir yasayla kurulmuş. Kendine özgü bir yönetmeliği var. Burada ne müdür, ne de şef birbirine müdahale edebiliyor. CSO yönetmeliğine göre, hem solistin hem de şefin seçim hakkı bulunuyor. Yani solist veya şef, çalışmak istemezse o kişiyle çalışmayabiliyor. Örneğin Suna Kan, kendisine verilen şefi beğenmezse çalışmak istemeyebilir. Bu şef için de geçerli, istemediği solistle çalışmak istemeyebilir," diye konuştu.
Bu arada CSO'nun başlayan yeni konser sezonunda Şef Gürer Aykal'a ilk açıklanan repertuvarda tek konser verildiği, daha sonra açıklanan ikinci repertuvarda ise konser sayısının 5'e çıkarıldığı belirtiliyor. Ancak son açıklanan repertuvarda bu sayı yine bire düşmüş durumda. Aykal'ın sıkça eleştirdiği yabancı orkestra şeflerine ise 44 konser yönetimi verilmiş. Bunun Aykal'ı yıpratma ve istifaya zorlama taktiği olduğu da vurgulanıyor. Aykal, daha önce CSO'yu yöneten Japon Şef Yoshinao Osawa'yı Kültür Bakanı'na şikayet etmişti. Aykal, bakana yazdığı mektubu, "Kendini orkestra şefi diye nitelendiren Osawa, önce Güney Kore ve sonraki yıl Japonya turnesi düzenleyerek hem yönetim kurulunun yeniden seçilmesini sağlamış, hem de eline aldığı değnekle orkestraya tarihi boyunca veremeyeceği en kötü konserleri verdirmişti," demişti.
Bakan yatıştırmaya çalışıyor
Öte yandan Kültür Bakanı İstemihan Talay, bu kapışmayı ve kavgaları yatıştırmak için mücadele ediyor. Kan'ın geçtiğimiz günlerde kendisinin hatırını soran Bakan Talay'a, "Kolum iyi ama kulağım iyi değil," dediği belirtiliyor. Talay'ın olayı öğrendikten sonra Şimşek'in değiştirilmesi için bir çözüm aradığı söyleniyor. (1)
_______________________________________
(1) Milliyet Gazetesi, Gazete Pazar eki, 11 Ekim 1998
http://www.milliyet.com.tr/ekler/gazete_pazar/981011/haber/hab7.html